Uzm. Dr. Vildan Özdoğan
Fizik Tedavi Uzmanı ve Tamamlayıcı Tıp Kliniği
Adana Seyhan
Kliniğimizde fizik tedavi ve geleneksel-tamamlayıcı tıp uygulamarı yapmaktayız
- Ankilozan Spondilit (AS),
- Fibromiyalji,
- Migren,
- Omurilik Felci,
- Osteoporoz,
- Sinir Sıkışması,
- Kalça Kemiği Problemleri,
- Sakroileit,
- Gut,
- Kramp,
- Bel fıtığı,
- Servikal Myelopati,
- Osteoporoz,
- Omurilik Problemleri,
- Boyun Ağrısı,
- Osteoporoz,
- Ön Çapraz Bağ Kopması,
- Boyun Fıtığı,
- Kamburluk,
- Fibrozit,
- Romatizma hastalıkları,
- Ankilozan Spondilit (AS),
- Sırt Ağrısı,
- Miyalji,
- Omuz Ağrısı,
- Bel Gevşekliği,
- Tendon Hastalıkları,
- Omurilik Kanal Darlığı,
- Sırt Ağrısı,
- Sol Hemipleji -Sağ Hemipleji,
- Fıtık,
- Diz Ağrısı,
- İltihaplı Romatizma,
- Parapleji,
- Mikrokalsifikasyon,
- Reaktif Artrit,
- Lenfödem (Fil Hastalığı),
- Romatizma Ağrıları,
- Eklem Ağrısı,
- Kısmi Felç,
- Boyun Tutulması,
- Serebral Palsi,
- Spondilolistezis (Bel Kayması),
- Brakial Pleksus,
- Kas Ağrıları,
- Kondromalazi,
- Kalça Kireçlenmesi,
- İltihaplı Eklem Romatizması,
- Siyatik hastalığı,
- Felç,
- Polio Sekeli,
- Karıncalanma ve uyuşma,
- Romatoid Artrit,
- Çocuk Felci
Adana Seyhan ilçesinde Hacamat tedavisi ile ilgili bilgi ve randevu için telefon numaramızdan hergün / 08.00 - 22.00 arasında bize ulaşabilirsiniz. Kliniğimizde geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları hekim tarafından uygulanmaktadır.
a) Hacamat İle Migren Tedavisi
Hacamat tedavisi ile Migren ağrılarınızdan kurtulabilirsiniz, hacamat ile migren tedavisinde birçok hastadan yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz, daha detaylı bilgi için bizi arayabilirsiniz..
b) Hacamat Tedavisi Hangi Rahatsızlıklarda Uygulanır?
- Organik bir rahatsızlığı tanımlanmayan hastalarda immün sistemi(Bağışıklık sistemi) güçlendirmek için
- Fibromiyalji sendromu
- Romatizmal hastalıklara ait kronik ağrı, eklem hareket kısıtlılığı, sabah tutukluğu, yorgunluk gibi durumlar
- Kas-iskelet sistemi mekanik ağrıları
- Diz ağrısı (osteoartrit vb)
- Migren ve gerilim tipi baş ağrısı gibi organik olmayan baş ağrıları
- Organik olmayan uyku bozuklukları
- Nevraljilere bağlı ağrılar
- İnmeye bağlı gelişen hıçkırık, yorgunluk, afazi gibi durumlar
Hacamat İle Migren Tedavisi
Migren, halk arasında oldukça yaygın görülen bir baş ağrısı türüdür. Hacamat ise, birçok ülkede kullanılan, tamamlayıcı bir tedavi yöntemidir ve migren de dahil olmak üzere, pek çok ağrının kontrol altına alınmasında sıklıkla kullanılmaktadır.
Hacamat İle Migren Tedavi Edilir Mi?
Migren, hacamat tedavisine iyi yanıt veren hastalıklar arasında yer almaktadır. Hacamat ile migren tedavisi olan hastalar yıllardır yaşadıkları baş ağrılarının yoğunluğunda ve sıklığında, belirgin bir şekilde azalma olduğunu belirtmektedirler. Hacamat ile migren tedavisi; hastanın başının ve boynunun belirli bölümlerine hacamat kupaları ile vakum oluşturularak yapılan bir tedavi yöntemidir. Bu vakum oluşturma işlemi, söz konusu alandaki kan akışında bir artış sağlar ve böylece iyileşme sağlanır.
Araştırmalar Ne Gösteriyor?
Bugüne kadar, hacamat tedavisinin migren ağrılarını nasıl etkilediği ile ilgili çeşitli araştırmalar yapıldı ve bu araştırmaların sonuçları genel olarak olumludur. 2008 yılında yapılan ve Amerikan Çin Tıbbı Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre; 70 hastanın migren ağrıları, hacamat tedavisi ile tedavi edilmiştir. Islak hacamat tedavisinin kullanıldığı bu araştırma grubunda; hastaların %35’i, baş ağrılarının yoğunluğunda bir azalma olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, migren ataklarının sıklığında da azalma olduğunu belirtmişlerdir.
2010 yılında yapılan bir başka araştırma da, Dünya Aile Hekimliği Dergisi tarafından bildirilmiştir. Kronik baş ağrıları nedeniyle hacamat tedavisi uygulanan hastalar da, baş ağrılarının şiddetinin, eskisinden çok daha az olduğunu bildirmişlerdir.
Hacamat İle Migren Nasıl Tedavi Edilir?
Kişinin yüz ve boyun bölgesindeki belirli noktalar üzerinde hacamat tedavisi uygulanarak, farklı türdeki baş ağrıları tedavi edilebilir. Bununla birlikte, hacamat uygulanmadan önce; lavanta ya da okaliptüs gibi doğal ağrı kesiciler olan esansiyel yağlar cilde uygulanır. Bu yağlar, bölgede gerekli yağlanmayı sağlar. Böylece, bardak bölgede kolaylıkla hareket edebilir.
Vakum oluşturduktan sonra, bardak farklı vuruşlar ile hareket ettirilir. Yüz bölgesinde kullanılan bardaklar, genellikle küçük boyutludur ve silikon ya da kauçuk gibi malzemelerden elde edilir. Kullanılan bardaklar, cilde yerleştirilip sonra bırakılarak vakum işleminin gerçekleşmesini sağlar.
Migren: beyne giden kan akışındaki bozulma nedeniyle olduğu öngörülmektedir. Hasta aşırı stres, yüksek ses ya da güçlü kokular gibi tetikleyiciler ile karşılaştığında, kan akışı kısıtlanır ve baş ağrısı başlar. Baş ağrılarına, bulantı ve kusma da eşlik edebilir. Hacamat tedavisi; en şiddetli baş ağrısı formu olan migren de dahil olmak üzere, baş ağrılarını hafifletmede etkili olabilir. Bu, gerçek araştırma ve incelemeler ile de doğrulanmıştır.
Hacamat İle Fibromiyalji Tedavisi
Hacamat tedavisi sayesinde; kılcal damarlardaki tıkanıklıklar açılmakta, kan ve dokulardaki gaz ile toksinlerin atılması sağlanmaktadır. İşlemin uygulandığı bölgeye bağlı damarlardaki kan akışının hızlandırılması, ağrıların hafiflemesini sağlamaktadır.
Geleneksel bir tedavi yöntemi olan hacamat, dokuların beslenmesi ve oksijenlenmesini artırarak fibromiyalji ile mücadele eder. Tedavinin vücuttaki sertlik ve ödemleri hedef almasıyla, kan üretimiyle görevli organları uyarması bu etkiye neden olur.
Tıbbi Sülük tedavisi Steril sülük kullanılarak yapılan uygulamadır, bilgi ve randevu için telefon numaramızdan hergün / 08.00 - 22.00 arasında bize ulaşabilirsiniz. Kliniğimizde geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları hekim tarafından uygulanmaktadır.
a) Sülük Tedavisi Hangi Rahatsızlıklarda Uygulanır?
- Dolaşım sistemi hastalıklarında
- Varis, hemoroid rahatsızlıklarında
- İltihaplı ve iltihapsız eklem romatizmalarında, yumuşak doku romatizmalarında
- Migrende ve her türlü baş ağrısında
- Yanık vakaları, iyileşmeyen yaralar ve ameliyat izleri tedavisinde
- Migren ve gerilim tipi baş ağrısı gibi organik olmayan baş ağrıları
- Sedef ve egzama gibi cilt hastalıklarında
- Meniere Hastalığında ve bazı işitme kayıplarında
- Sülüğün güçlü antioksidan etkisi nedeniyle Koruyucu Tıp alanında da kullanılır
Uzman doktorun ellerini kullanarak hareket sistemini ağrısız bir şekilde hareket ettirmek ve postural dengeyi sağlamak için yapılan manevraların kullanıldığı tedavi şekline manuel terapi denir.
a) Manuel terapi ile tedavi edilen rahatsızlıklar nelerdir?
- Boyun kökenli baş ağrıları, migren, boyun ağrıları (boyun fıtığı dahil)
- Sırt ağrıları
- Bel ağrıları (bel fıtığı dahil)
- Kalça ağrıları
- Omuz ağrıları gibi her türlü eklem ve yumuşak doku rahatsızlıklarında manuel terapi etkin bir şekilde kullanılabilir.
b) Nasıl uygulanmaktadır?
Manuel terapi adından da anlaşılacağı gibi sadece elle yapılan bir tedavi metodudur. Herhangi bir araç ve gereç gerekmemektedir ancak terapistin konu ile ilgili eğitim almış olması şarttır.
Fıtığın Nedenleri Nelerdir?
Fıtık oluşumunun nedenleri; yaralanmaya bağlı travmalar, kronik olarak kötü oturma pozisyonu, yanlış kaldırma ve bükme ve omurga ya da kalçanın diğer alanlarının zayıf yapısını içerebilir . Bu faktörler; diskin şişmesine neden olarak, diskin malzemesinin mikro düzeyde yırtılmasına yol açar. Fıtığın altında yatan neden, genellikle diskin zayıflığı, kas dengesizliği ya da sertliğe bağlı oluşan ve tekrarlayan hasardır.
Manuel terapi ve egzersizin fıtık ağrılarını gidermede çok etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bu teknikler, uzatma odaklı bir egzersiz programı ile eklem ve yumuşak doku mobilizasyonu ve kas- iskelet sistemi ağrısının giderilmesi sağlanır. Manuel terapinin; bel ve sırt kaslarını azaltmak için özel bir egzersiz programının tekrarlama olasılığı önemli ölçüde azalttığı gösterilmiştir.
Omurgadaki diskler yumuşak ve esnektir; ancak yaşlandıkça, diskler bu esnekliğin bir kısmını kaybeder ve yırtılmalara daha yatkın hale gelir. Fıtıklaşmış bir disk; vücutta ağrıya, gerginliğe halsizliğe, uyuşukluğa ya da karıncalanmaya neden olabilir.
Manuel Terapi Fıtığı Geçirir Mi?
Manuel terapi, doğrudan patolojik bir diski iyileştirmez; ancak patolojik diski ağırlaştırabilen ya da devam ettiren stres faktörünü azaltmayı sağlayabilir. İlk olarak, hafif ile orta basınç uygulanır, ancak derin basınç da uygulanabilir. Bu aşamada, basıncın doğrudan diske etki etmesi neredeyse imkansızdır. Bununla birlikte; eğer basınç, omurganın hareketi ile sonuçlanırsa, disk boyunca sağlıksız bir kuvvet yaratabilir. Bu nedenle, doğrudan omurga üzerinde derin ve geniş darbelerden kaçınmanız önerilmektedir.
Bu gibi durumlarda; omurlar arası diskin fibröz halkası olan “annulusfibrosus” içinde bir yırtılmaya neden olabilir. Oluşan fıtık; bu yapıların mekanik olarak tahriş olmasına ve ağrı oluşmasına neden olabilir. Bölgedeki sinirlerden birinin etkilenmesi durumunda, olası sinir ezilmelerinin sonucu olarak bel ağrıları görülebilir. Bunun sonucunda; disk arkadan çıkıntı yapabilir ve lomber sinirlerin köklerini sıkıştırabilir.
Bir diskte az sayıda kan damarı ve sinirler vardır. Bu sinirler; omurlar arasındaki diskin fibröz halkaları ile sınırlıdır. Bel bölgesinde, bir diskte oluşan fıtığın durumu; her zaman sinir kökü semptomlarının düzeyi ile ilişkili değildir.
NÖRAL TERAPİ NEDİR ?
Nöralterapi otonom sinir sisteminden kaynaklanan hastalıkların tanı ve tedavisinde uygulanan tıbbi bir yöntemdir. Klasik tedavi yöntemleriyle tedavi edemediğimiz pek çok rahatsızlığın altında otonomik sinir sisteminin fonksiyon bozuklukları yatmaktadır. Bozucu alan denilen lokal bozukluklar, elektrofizyolojik düzensizlik ve anormal nörolojik sinyaller ile otonom sinir sistemini reaksiyona sokarlar.Bozucu alanlar fiziksel ve ruhsal travma sonrası ortaya çıkabilirler. Bu taravmalara örnek olarak ameliyat sonrası yara izleri veya bir yakınını kaybetmeyi örnek olarak verebiliriz. Otonom sinir sistemi bu bozucu alanlara tepki göstererek, vücudun uzak bölgelerinde rahatsızlık yaratabilir. Örneğin bir sezeryan yarası uzun süren bel ağrısının kaynağı olabilir. Cerrahi girişim ve ilaç kullanan hastaların önemli bir bölümünde bozucu alanlar bulunabilir. Bu nedenle bu alanlar otonom sinir sistemi ile ilgili birçok ağrılı sendromda aranmalıdır.
NÖRALTERAPİ HANGİ HASTALIKLARIN TEDAVİSİNDE KULLANILIR?
- Boyun sırt ve bel ağrıları
- Boyun ve bel fıtıkları
- Diz, kalça, omuz ağrıları
- Ankilozan spondilit, fibromyalji
- Romatizmal hastalıklar
- Bacaklardaki dolaşım bozukluğu
- Fascial paralizi (yüz felci), Trigeminal nevraji
NÖRALTERAPİ NASIL TEDAVİ EDER ?
Seyreltilmiş ( % 0.4 – 0.5 ) prokain veya lidokain (lokal anestezik) kullanılır. Ağrılı bölgeler, omurga zinciri ve hastalığı ortaya çıkaran bozucu alanlara uygulama yapılır. Bu tedavinin amacı bozucu alanların hücresel düzeyde sebep olduğu düzensizliği normal bir şekilde çalışmak üzere yeniden düzenlemektir. Verilen anestetik madde (Prokain veya lidokain) ile hücrenin elektriksel potansiyeli yeniden düzenlenir, dokuların bozulmuş olan fonksiyonları normalleştirilir. Tedavi etkisi lokal anezteziğin beklenen etkisinden uzun sürer ve tekrarlayan tedaviler bozucu alanın etkisini ortadan kaldırarak iyileşmeyi sağlar.
NÖRALTERAPİNİN YAN ETKİSİ VARMIDIR ?
Nöralterapi batı ülkelerinde yaklaşık 100 senedir uygulanan bir tedavi yöntemi olup kullanılan lokal anestezikler ısırgan otu ve acı bademden elde edildiğinden doğal bir tedavi yöntemidir ve bu maddelere alerjisi olanlarda alerjik reaksiyona yol açabilmesi dışında herhangi bir yan etkisi bulunmamaktadır.
NÖRALTERAPİ KAÇ SEANS UYGULANMALIDIR?
Nöralterapi uyarı-uyum tedavisidir. Haftada 2 veya 3 seans uygulanır. Tedavi seansları her hastada farklıdır. Bunun sebebide geçirilen hastalığın şiddeti, vücutta bulunan bozucu alanların sayıca fazla olması ve hastaların iyileşme kabiliyetlerinin farklı olmasındandır. Bu nedenle Nöralterapi 1. ila 5. seans arasında etki göstermeye başlar, bu tedavi etkisinin az veya çok olması, bize toplam tedavi seans sayısı hakkında fikir verir.
Proloterapi Nedir?
Proloterapi; latincede yenilenmek anlamına gelen proli kelimesinden köken almıştır. Dolayısı ile bu tedaviye “proliferasyon” veya “rejenerasyon” veya “remodelling” (yeniden yapılanma) tedavisi de denmektedir. Proloterapi, 1900 yılların başından itibaren özellikle Amerika’da uygulanmasına rağmen, 2000’li yıllardan itibaren tüm dünyada ve ülkemize ağrılı hastalıkların tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Proloterapi ağrı tedavisinde kullanılmakla birlikte, esas olarak ağrı kesici bir özelliği yoktur. Ağrıya neden olan yapıların yeniden yapılanmasında, güçlenmesinde kullanılır. Şöyle ki; vücudun destek yapıları ve eklemlerin stabilizasyonunu sağlayan yapılarda (tendon ve ligamanlar) hasar olduğu zaman (yırtık, gevşeklik gibi) eklemlerde düzensizlik, dengesizlik, ağrı meydana gelir. Proloterapi tedavisindeki amaç ta gevşemiş, zayıflamış veya hasar görmüş tendon ve ligamanlara yapılan çeşitli solüsyonlar ile vücudun tamir mekanizması uyarılarak yeniden yapılanma (remodelling) ile bu yapıların tamiri ve güçlenmesi hedeflenir.
Etki Mekanizması
Proloterapide kullanılan solüsyonlar verildiği bölgede bir irritasyon oluştururlar. Bu durum vücutta inflamatuar cevabın başlamasını tetikler. Sonuçta ortama tamir edici hücreler gelir ve yoğun bir şekilde tamir edici maddeler (VEGF, PDGF, FGF, hormonlar gibi) salınır. Uygulamadan sonra tamir mekanizması devreye girer ve yaklaşık 3 ay kadar bu süreç devam eder. Özetle, Proloterapi vücudumuzun doğal iyileşme mekanizmasını uyararak ve destekleyerek bozulan yapıları, fonksiyonları düzeltir. Fonksiyonlar düzelince ağrı da geçer. En önemlisi de tüm bunlar herhangi bir ilaç kullanılmadan yapılmaktadır; dolayısı ile hiçbir YAN ETKİSİ YOKTUR.
Proloterapi Tedavisinde Bilinmesi Gerekenler
- Enjeksiyon sonrası ilk birkaç gün ağrı daha da şiddetlenebilir.
- Tedavi öncesi ve sonrası ağrı kesici (NSAII) ilaç kullanılmaması gerekir.
- Hastanın kan sulandırıcı almıyor olması ve herhangi bir enfeksiyonu olmaması gerekir.
- İşlem öncesi ve sonrasında hastanın bol su içmesi, C vitamini alması tedaviye yardımcı olur.
Proloterapi Hangi Hastalıklarda Yapılabilir?
- Esas olarak kronik (uzun süreli) ağrılarda uygulanmaktadır.
- Kronik bel, boyun, omuz, sırt, diz ve ayak bilek ağrılarında, kısmi tendon, bağ ve kas lezyonlarında, spor yaralanmalarında (çeşitli tenosinovitler, lateral epikondilit, aşil tendiniti, plantar fasiit, parsiyel yırtıklar), karpal tünel sendromunda etkin olarak kullanılabilir.
Çin’de ortaya çıkan Akupunktur tedavisi iğne batırılarak uygulanan bir tedavi yöntemidir. Akupunktur birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.
a) Akupunktur tedavisini hangi rahatsızlıklarda kullanıyoruz
- Bel fıtığı
- Boyun fıtığı
- Her türlü kas iskelet sistemi ağrıları
- Migren
Yukarıdaki rahatsızlıklarda akupunktur ile çok etkili sonuçlar almaktayız.
Ozon Tedavisi Nedir?
Günümüzde Diyabet (Şeker Hastalığı) Hipertansiyon ve Kronik Hepatit tedavisinde başarılı sonuçlar sağlayan Ozon tedavisi, hücre yenilenmesini hızlandırdığı için eklem ağrıları, kireçlenmeler, bel ve boyun fıtıkları, fibromiyalji gibi rahatsızlıkların tedavisinde genelde uygulanan, klasik fizik tedavi yöntemlerinden (sıcak, soğuk, elektrik akımları, ses dalgaları, vb) çok daha etkili bir tedavidir. Özellikle akupunktur ile kombine bir tedavi programı izlendiğinde daha kısa sürede ağrılar azalır ve kalıcı iyileşme sağlanır. Bu tedavi ile eklemlerde yer alan kıkırdak dokular hızlı bir iyileşme sürecine girer, kan dolaşımı hızlanır, hücrelerin salgıladığı iyileştirici enzimler ile hastalıklı hücreler iyileşme sürecine girer.
Eklem Ağrıları ve Kireçlenmeler
3 – 4 aylık bir dönem içerisinde 12 seans kombine ozon ve akupunktur tedavisi kullanılır. 2. – 3. seanstan itibaren ağrılarda hızlı bir azalma görülür. Eklemlerini daha rahat hareket ettirmeye başlar, günlük yaşam aktivitelerinde daha bağımsız hale gelir. Tedavi sonucu sağlanan iyileşme, bilinen fizik tedavi uygulamalarına kıyasla çok daha uzun süre etkisini devam ettirir, çok daha kalıcı bir iyileşme sağlanır.
Bel ve Boyun Fıtıkları
3 – 4 aylık bir dönem içerisinde 15 seans kombine ozon ve akupunktur tedavisi kullanılır. 2. – 3. seanstan itibaren ağrılarda hızlı bir azalma görülür. Uygulanan tedavi ile mevcut fıtık hacmi küçülür, fıtık bölgesinde yara dokusu oluşması engellenir ve bir süre sonra o bölgedeki görüntü normalde döner.
Fibromiyalji
2 – 3 aylık bir dönem içerisinde 16 seans kombine ozon ve ozon sauna tedavisi kullanılır. 2. – 3. seanstan itibaren ağrılarda hızlı bir azalma görülür. Eklemlerini daha rahat hareket ettirmeye başlar, günlük yaşam aktivitelerinde daha bağımsız hale gelir. Tedavi sonucu sağlanan iyileşme, bilinen fizik tedavi uygulamalarına kıyasla çok daha uzun süre etkisini devam ettirir, çok daha kalıcı bir iyileşme sağlanır.
Diyabet (Şeker Hastalığı)
3 aylık bir dönem içerisinde 16 seans kombine ozon ve lazer akupunktur tedavisi kullanılır. Tedavi süreci sonunda hastanın açlık ve tokluk kan şekeri düzeyleri ile var ise eşlik eden hiperlipidemi dengelenir. Ayrıca 3 aylık kan, glukoz (şeker) seviyesini gösteren HemoglobinA1c değeri normal sınırlara geriler. Meydana gelen iyileşme uzun süre devam eder. Mevcutta kullanılan ilaçlara olan ihtiyacı azaltır.
Hepatit B, C (Kronik Viral Karaciğer Hastalıkları)
3 – 3,5 aylık bir dönem içerisinde 20 seans ozon tedavisi kullanılır. Tedavi sonrasında hastanın karaciğer enzim seviyelerinde azalma, virüs testlerinde düzelme sağlanmakta olup eğer tedavi uzatılırsa kalıcı iyileşme yaşanmaktadır.
Alerji ve Alerjik Astım
2 – 2,5 aylık bir dönem içerisinde 12-18 seans arası ozon tedavisi kullanılır. Tedavi sonucunda nefes darlığı, cilt döküntüleri, kaşıntı, burun tıkanıklığı gibi alerjiye bağlı semptomlar gerilemeye başlar. Hastanın kronik akciğer hastalığına (KOAH) yakalanmasına engel olur.
Hipertansiyon
2 – 2,5 aylık bir dönem içerisinde 18 seans kombine ozon ve akupunktur tedavisi kullanılır. Tedavi sonucu hastanın tansiyon değerleri hızlı bir şekilde normale döner. Kullandığı ilaç miktarı azalır. Tedavi sonucu elde edilen iyileşme tedavi tamamlandıktan sonra da uzun süre devam eder.
Ozon Tedavisinin Kullanıldığı Diğer Alanlar
Kronik yorgunluk sendromu, migren, damar hastalıkları, sağlık yaşam ve stresle mücadele, detox, cilt hastalıkları, sindirim sistemi bozuklukları, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, kadın üreme sistemi rahatsızlıkları vb alanlarda ozon tedavisi ile hücre yenilenmesi tetiklenerek hızlı ve kalıcı iyileşmeler elde etmek mümkündür.
Ozon Etki Mekanizması
Ozon uygulaması esnasında oksidatif stres ve lipid oksidayonu sonucu oluşan hidrojen peroksit ikincil haberci gibi davranarak ozon tedavisinin biyolojik etkilerine aracılık eder. Tekrarlayan ozon uygulamaları sonucunda antioksidan sistem uyarılarak oksidatif strese karşı direnç gelişir. Ayrıca hücre membranında bulunan yağ asitlerinin oksidasyonuna bağlı olarak çeşitli sitokin düzeyleri de artar. Ozon tedavisi özellikle inflamatuar sürecin yoğun olarak yaşandığı ve immün sistemin ön planda yer aldığı fizyopatolojik durumlarda yardımcı tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Bu durumlardan bazıları yara iyileşmesi, yaşa bağlı makuler dejenerasyon, iskemik ve infeksiyöz hastalıklardır.
Ozon Tedavisinin Yararları
- Daha temiz,yumuşak ve daha gençleşmiş bir cilt,
- Hücre ve dokulara giden kan dolaşımını hızlandırır,
- Bağışıklık sistemini güçlendirir,enfeksiyon hastalıklarına karşı direnci arttırır,
- Damarları (arterve venler) yeniler,tansiyonun düzelmesini sağlar,
- Kan ve Lenf sistemini temizler,
- Derinin üçüncü bir böbrek ya da ikinci akciğer sistemi gibi çalışmasını sağlar,
- Kaslarda biriken toksini gidererek kasları gevşetir ve yumuşatır,esnekliğini arttırır,
- Eklem ağrılarını ve kas rahatsızlıklarını iyileştirir,
- Hormon ve enzim üretimini normale döndürür,
- Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı kuvvetlendirir,
- Depresyon ve sıkıntıyı ferahlatır,
- Stres hormonu olarak bilinen adrenalini okside ederek genel bir sakinlik sağlayarak depresyon kaynaklı gerginliği gidermeye yardımcı olur.
- Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
- Fizik Tedavi Uzmanı Doktor
- Geleneksel Ve Tamamlayıcı Tıp Hekimi.
- Zonguldak Çaycuma Devlet Hastanesi
- Kastamonu Özel Anadolu Hastanesi
- Adana Dermancan Tıp Merkezi
- Adana Özel Avrupa Hospital
- Adana Yaşam Tıp Merkezi
- Pazartesi 09:00 - 18:00
- Salı 09:00 - 18:00
- Çarşamba 09:00 - 18:00
- Perşembe 09:00 - 18:00
- Cuma 09:00 - 18:00
- Cumartesi 09:00 - 13:00
- Pazar KAPALI